top of page

Girişimlerin Ardındakiler - DOU Startup Söyleşi

Bugün Hrmade kurucu ortağı İrep Kebelioğlu ile birlikteyiz. Kendisiyle kuruculuğunu üstlendiği Hrmade adlı girişim üzerine samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Yirmi yedinci sayımızın konuğu İrep Kebelioğlu’na davetimizi kabul ettiği için çok teşekkür ederiz.



İrep Kebelioğlu

Sudenaz Fitki: Merhabalar İrep Hanım. Öncelikle davetimizi kırmayıp, kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? İrep Kebelioğlu kimdir?

İrep Kebelioğlu: Merhaba ben İrep Kebelioğlu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nden mezun oldum. Yaklaşık 20 yıldır İnsan Kaynakları alanında özellikle Yetenek Kazandırma, İşveren marka ve İK (İnsan Kaynakları) projeleri konularında deneyim edindim. 2021 yılında ortağım ile beraber İnsan Kaynakları Danışmanlık firmamız Hrmade’i kurduk. Bir senelik girişimcilik yolculuğumuzda çok farklı sektörden firmaların çözüm ortaklığını gerçekleştiriyoruz.

SF: Kurucu ortağı olduğunuz hrmade adlı bir girişiminiz var. Neler yapıyorsunuz, insanların hangi problemlerine çözüm bulmayı hedeflediniz?

İK: Şirketimizi kurarken ismine hrmade dememizin çok belirgin bir nedeni vardı. Homemade (ev yapımı) çağrışım olmasını istedik. Ben yirmi seneyi aşkın süredir İnsan Kaynakları alanında çok farklı sektörde farklı firmalarda deneyim edindim. Bu deneyimin bir kısmı İnsan Kaynaklarının operasyonel süreçlerin kapsarken, bir kısmı ise strateji tarafını oluşturdu. Bu anlamda işin operasyonundan gelip strateji üzerine kafa yormak, projeler yapmak ve projeleri hayata geçirmek yaptığınız işi çok daha anlamlı hale getiriyor. Kurucu ortağım ile beraber çalıştığımız şirketlerde bulunduğumuz pozisyonlarda kendimizi bazen çalıştığımız danışmanlara fikir veren, yol gösteren tarafta buluyorduk. Türkiye’de İnsan Kaynakları alanında böyle bir danışmanlık ihtiyacının olduğundan yola çıkarak hrmade’e hayat verdik. Hrmade olarak neler yapıyoruz? Şirketlerin yetenekleri çekme, ilham verme ve elde tutma becerilerini geliştirerek yeni nesil İK stratejilerini tasarlıyoruz. Mevcut durumu anlayıp, yeni nesil metotlar ile çalışanların sesini dinliyor, analizler yapıyor, şirketlerin kültür ve değerlerini inceliyoruz. Güncel trendleri takip ederek, sektörde fark yaratacak projeleri hayata geçiriyoruz. Çalışma alanımızı 3 ana başlıkta topladık: Bunlardan ilki işveren markası ve çalışan deneyimi, diğeri şirketlerin ihtiyaç duydukları kurum kültürlerine uygun yetenekleri keşfederek, ilgili pozisyonlara yerleştirme konusunda işe alım danışmanlığı yapmak. Son olarak ise startup&scale up şirketlerin İK Süreç ve Proje danışmanlığını gerçekleştirmek.

SF: Birçok farklı sektör ve pozisyondan sonra neden girişimcilik yolunu tercih ettiniz?

İK: Ben üniversitenin ikinci yılından itibaren çalışma hayatının içindeyim. İletişim fakültesinde okuduğum dönemlerde daha çok halka ilişkiler ve event (etkinlik) firmalarında deneyimim oldu. İnsan Kaynakları Henkel deneyimimde çalıştım ve sonrasında Turkcell Teknoloji, Turkcell, Akbank, Hayat Kimya, Arçelik, Felece gibi firmalarda insan kaynaklarının özellikle yetenek kazandırma, işveren marka ve İK projeleri konularında çalışmalarım oldu. Kariyerimin son 3 yılında aklımın bir köşesinde kendi girişimimi kurma hayali vardı. Daha önce de belirttiğim gibi kurumsal hayatta çalışıp projeler yaptığım dönemlerde danışmanlık firmaları ile bir araya geldiğim noktada kendimi zaman zaman onlara fikir veren, onların süreçlerine katkıda bulunan tarafta buluyordum. İletişim ağımda olan kişilerden de yine “Neden sen kendi şirketini kurmuyorsun?” diye sorular alıyordum. Pandeminin etkisi ile beraber ortağımın da bana verdiği cesaretle 2021 yılında şirketimizi kurduk.

SF: Ortaklar olarak nasıl bir araya geldiniz?

İK: Ben 2014 yılında Hayat Kimya’da Yetenek Kazandırma ve İç İletişim Müdürü olarak çalıyordum. Bana bağlı yaklaşık 7 kişilik bir ekibim vardı. Ekibimde işten ayrılan bir kişi için açılan pozisyon için bugün ortağım olduğum Gülsev ile görüştüm ve ilk mülakatım olmasına rağmen başka bir aday ile görüşmeden Gülsev’i ekibimize katmıştık. O günden beri aramızda güçlü bir iletişim var. Aynı değer yargılarına sahip olup aynı hedefe koşuyor ve yaptığımız işlere karşı tutku duyuyoruz. İkimiz daha sonra farklı şirketlerde de beraber çalıştık ve şirket kurma yolculuğuna da beraber çıktık.

SF: Yeni kurulmuş bir girişim olarak ne gibi zorluklarla karşılaştınız ya da karşılaşmaya devam ediyorsunuz?

İK: Pandemi başlı başına süreci zorlaştıran etmenlerden biri. İletişimi hala online kurmak durumdayız. Eskiden birçok konuda yan yana geldiğimiz ve kafa yorduğumuz konular için bile ekranlar arasında temas kurmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhran da girişimciler için belirsiz alanlardan biri. Özellikle işveren marka çalışmalarına hala ülkemizde maalesef birçok şirket için olsa da olur olmasa da olur algısı ile bakılıyor. Öyle olunca şirketler bu konuda alacakları danışmanlığı ön sıralara koymayabiliyorlar. Danışmanlık konularımızda biri olan işe alım ise her geçen gün zorlaşmaya başladı. Özellikle Teknoloji sektöründe adaylar daha çok yurt dışı fırsatlarını tercih etmeye başladılar. Bazen bir pozisyon çalışırken, evet pozisyon kapanıyor derken aday teklifi kabul etmekten vazgeçebiliyor. Süreçte bu tarz konular gündeme gelebiliyor. Ama bu durumlar bizi hiç umutsuzluğa düşürmedi. Önemli olan konulardan biri iş modelinizi oluşturduğunuzda sepetin içine mutlaka ürün olarak farklı meyveler koymanız gelir akışı için sizi rahatlatan adımlardan biri oluyor.

SF: Birçok şirketin İnsan Kaynakları departmanında yer almışsınız. İşe alım ve mülakatlarla ilgili bizlere ne tür tavsiyeler verebilirsiniz?

İK: Çok uzun yıllardır farklı seviyelerdeki ve farklı alanlardaki pozisyonlar ile ilgili mülakatlar yapıyorum. Mülakatlarda adayları iyi dinlemek, onlara güçlü sorular yöneltmek ve kendilerini rahat hissedebilecekleri bir ortam yaratmak çok önemli. Şeffaf iletişim ile beraber güven ortamı yaratınca adaylar daha kolay iletişim kurabiliyor ve deneyimlerini netlikle aktarabiliyorlar. Bugün adayların en çok dikkat etmeleri konular çalışacakları şirket ile ilgili değerleri uyuşuyor mu onu kontrol etmeleri, kendilerinin güçlü ve gelişime açık olduğunu düşündükleri teknik bilgi ve kişisel yetkinliklere odaklanmaları. Bunları görüşme sırasında iyi aktarmaları çok önemli. Güçlü olan alanları parlatacak, gelişim alanı olan kısımları ile geliştirecek aksiyonlar almalılar. Görüşmeye gitmeden önce hangi alanlarda başarılar elde ettim, nerelerde hata yaptım, ben ileride neyi hedefliyorum, hangi yetkinliklerim ile işimde daha çok katkı sağlarım vb. soruları kendilerine sormalılar.

SF: Sizce kurumsal hayatın zorlukları neler? Herkes kurumsal hayatı deneyimlemeli midir?

İK: Kurumsal hayatın kolay olmadığını ancak çalışanların teknik bilgilerini artıran ve yetkinliklerini geliştiren bir okul olduğunu söyleyebilirim. Çok farklı kişilikte, farklı insanların bir araya geldiği ve şirketlerin stratejilerine ortak koşulduğu bir iklim. Bu iklim dönem dönem anlamlı bir iş yaptığınızda sizi mutlu ederken, bazen de aynı değerlere sahip olmadığınız takım arkadaşınız ile bir projeyi ortaya çıkarmanızı istiyor. Yani bazen sizi mutlu ederken bazen de üzebiliyor. Kurumsal hayatın girişimcilik öncesinde deneyimlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Şirketinizi kurduğunuz ve geliştirdiğiniz süre boyunca kurumsal hayatta kazanmış olduğunuz deneyim sizin daha güvenli olmanızı sağlıyor.

SF: Sermaye sıkıntısı çektiniz mi?

İK: Şirketi kurduğumuzun ilk 6 ayında neredeyse hiç para kazanmadık diyebilirim. Ama bir noktadan sonra kazanacağımıza inanıyorduk. Burada sabretmek ve inanmak çok önemli. Eğer kendi bilgi birikiminize güveniyorsanız bir şekilde mutlu son oluyor.

SF: Sizi motive eden söz/cümle söyler misiniz?

İK: Bir davranışı uzun süre yaparsanız ona dönüşürsünüz. Bir insan ne kadar iyi kavramlara kafa yorar, okur ve düşünürse, olumlu bir insana dönüşmeye başlar. Her insan kendi zihnini ve kişiliğini yaratır.

|RÖPORTAJ : SUDENAZ FİTKİ

176 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page