top of page

Şirketler Haftada 4 Gün Çalışmaya Hazır Mı?



Son yıllarda dünya genelinde yetenek savaşlarının artmasıyla birlikte bir çok şirket çalışan deneyimi süreçlerine yatırım yapmaya başladı. Çalışan Deneyimi uygulamaları noktasında trendlerin gerisinde kalan şirketler ise < en iyi işverenler > listesinde gözle görülür bir şekilde sıralamada geri plana düşüyor. Özellikle pandeminin ardından uzaktan ve esnek çalışma tüm adayların ve şirket üst yönetiminin gündeminde olan konuların başında geliyor.


Esnek çalışma düzenleri, çalışanların iş ve özel yaşamları arasındaki dengeyi sağlamalarına yardımcı olurken; işten kaynaklanan stresi azaltabiliyor ve çalışanların aileleriyle daha fazla zaman geçirmelerine vesile oluyor. Bunun yanı sıra bu tarz uygulamaların bir adım ötesine geçen şirketler de var; haftada dört gün çalışma fırsatı sunan sistemler, çalışanların iş memnuniyetini hızla artırmaya başladı. Çalışanlar, işlerini daha iyi dengeleyebildiklerinde ve işe daha fazla katılım gösterdiklerinde daha mutlu olduklarını ifade ediyor.


Geçtiğimiz yıl, Boston College ve düşünce kuruluşu Autonomy tarafından desteklenen Cambridge Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, altı aylık bir deneme süresi boyunca çalışma saatlerinde %20'lik bir azalma uygulamak için Birleşik Krallık'taki 61 şirket ve kuruluşla birlikte çalıştı. Araştırma, iş saatlerindeki %20'lik azalmanın çalışanlar üzerindeki etkilerini incelemek için yapıldı. Çalışmanın amacı, daha kısa iş saatlerinin çalışanların genel refahını, iş memnuniyetini ve verimliliğini artırıp artırmadığını belirlemekti. Deneyin sonuçlarına göre, iş saatlerindeki azalma, çalışanların iş memnuniyetini ve yaşam dengesini artırdı. Ayrıca, iş verimliliğinde de bir artış olduğu gözlemlendi. Bu sonuçlar, daha esnek çalışma düzenlerinin benimsenmesi ve çalışanların iş yaşamı dengesini iyileştirmek için daha fazla şirket ve kuruluş tarafından dikkate alınabilir.


Haftada dört gün çalışma sistemine geçen ülkelerin sayısı hala sınırlı olsa da, bazıları bu tür esnek çalışma düzenlerini benimsemeye başladı. Ancak, genel olarak ülkelerin tamamının bu sisteme geçmediğini belirtmekte fayda var. Bu tarz çalışmalara adım atan ülkelerden şu örnekleri paylaşabilirim:


Yeni Zelanda: Yeni Zelanda'da bazı şirketler ve kuruluşlar haftada dört gün çalışma sistemini benimsedi.. Özellikle teknoloji ve finans sektörlerinde bu tarz esnek çalışma düzenleri yaygınlaşmaya başladı.


İzlanda: İzlanda'da, yerel yönetimler ve bazı şirketler haftada dört gün çalışma sistemine geçmişti. Örneğin, İzlanda'nın Reykjavik şehrinde yerel bir belediye, çalışanlarının iş memnuniyetini artırmak için bu sistemi uyguluyor.


Japonya: Japonya'da da bazı şirketler haftada dört gün çalışma sistemine geçmiştir. Özellikle Microsoft Japan gibi büyük şirketler, bu tarz esnek çalışma düzenlerini denemiş ve başarılı sonuçlar elde etmiştir.


Dünya genelinde haftada dört gün çalışma sistemine geçen şirketler de giderek artıyor. Bazıları bu geçişi deneme aşamasında, bazıları ise kalıcı olarak bu sisteme geçmiş durumda. İşte bazı örnekler:


Microsoft Japan: 2019'da Microsoft Japan, yaz aylarında haftada dört gün çalışma sistemine geçti ve bu dönemde iş verimliliğinde %40 artış olduğunu gözlemledi.


Perpetual Guardian: Yeni Zelanda merkezli bir finans şirketi olan Perpetual Guardian, 2018'de haftada dört gün çalışma sistemine geçti. Çalışanlarının iş memnuniyeti ve verimliliğinde artış gözlemledi.


Buffer: Yazılım şirketi Buffer, 2020'de haftada dört gün çalışma sistemine geçti. Bu geçişin ardından çalışanların iş memnuniyeti arttı ve şirketin iş performansında bir düşüş olmadı.


Unilever New Zealand: Unilever'in Yeni Zelanda birimi, 2020'de haftada dört gün çalışma sistemine geçti. Bu geçişin ardından çalışanların iş yaşam dengesi ve memnuniyeti arttı.


Shake Shack: ABD merkezli restoran zinciri Shake Shack, bazı mağazalarında haftada dört gün çalışma sistemine geçti. Bu geçişin ardından çalışanların iş memnuniyeti ve iş performansı arttı.


Johann Hari’nin Çalınan Dikkat kitabında da belirttiği gibi W.G. Kellof firması günlük çalışma saatini sekiz satin altına indirdiğinde iş yerinde meydana gelen kazalar %41 azalmış. İsveç’in Göteborg şehrinde bir huzurevi aynı ücret karşılığında 6 saat çalışma uygulamasına geçtiğinde çalışanlar daha az stress yaşamaya başlamışlar ve daha az hastalık izni kullandıkları gözlemlenmiş. Aynı şehirde Toyata günlük çalışma saatini 2 saata azalttığında teknisyenlerin üretkenliği %114 artmış ve şirket karlılığında da %25 artış görülmüş.


Yakın zamanda bizim ülkemizde de bu uygulamayı test etmeye başlayan şirketler oldu. Uygulama sonrasında verimin artacağını tahmin etsek de bu tarz kararlar şirket kültürü ile yakından ilgili olabiliyor. Ne dersiniz, yakın zamanda bu şirketlerin sayısı Türkiye’de de çoğalır mı? Daha fazlasını konuşmak için gelin tanışalım!



56 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page